Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş suikastıyla ilgili konuşan İYİ Parti lideri Akşener, “Geçmişte siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi. Onun için hiçbirimiz korkmadık ama o çocuğun babasını katledenler torbacı” ifadelerini kullanmıştı. Akşener sonrasında Samsun’da yaptığı konuşmasında ; “Sinan Ateş’in katledilmesiyle ilgili, ‘Mertlik ve cinayet’ sözünü kullandım, suikast değil. Öğrencilik yıllarımızda, 70’li yıllarda bu tür işler olurdu. Cinayet kötü bir şey, onu övmek mümkün değil. Cinayet acı bir şey, onun yanında durmak mümkün değil. Dedim ki, o günlerde yapılırdı, acı bir şey fakat mertlik vardı ve sonuç itibarıyla korkmazdık. Bugün Sinan Ateş’in kızı bu derece korkuyorsa, bugün Türkiye’de yaşayan insanlar Hrant Dink’te olduğu gibi sırtından vurulabiliyorsa, failleri de serbest kalabiliyorsa, dolayısıyla namertlik kol geziyor demektir. Hrant Dink’in hem katledildiği hem de katilinin serbest bırakıldığı andan itibaren bu cinayetin son derece çirkin, iğrenç bir eylem olduğunu, sonuç itibarıyla katilinin bırakılmasının yanlış olduğunu, cezasını bir şekilde çekmesini, vatandaşın güveni açısından, kurullara, hukuka, adalete güveni açısından önemli olduğunu söyleyen bir şahısım ve aynı yerde duruyorum” demişti. Ancak kamuoyu bu açıklamadan da tatmin olmayıp tepki göstermeye devam etmişti.
Bugün Bodrum Yurttaş İnisiyatifi sözcüsü Ayhan Karahan tarafından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında suç duyurusunda bulundu. Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvuruda; “İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 18 Ocak 2024 tarihinde partisinin Sivas Belediye Başkan adayı Mehmet Ceylan’ı açıklarken; ‘Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi’ dedi. Bilindiği üzere faili meçhul cinayetler bu ülkenin kanayan yarasıdır. Ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin anneleri 982 haftadır hiç olmazsa çocuklarının kemiklerine ulaşabilmek için bir araya geliyorlar. Ancak bu ortalama insan vicdanının kabul etmeyeceği acı gerçekle ilgili 4 gün önce önemli bir itiraf geldi. Meral Akşener isimli şüpheli bu cinayetlere alenen şahit olduğunu söylüyor. Şüpheli Akşener’den; hangi siyasi cinayetlere ve ne ölçüde tanık olduğunun mutlaka sorulması gerektiği aşikardır. Şüpheli 3 Kasım 1996’daki Susurluk kazasından sonra İçişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Mehmet Ağar’ın yerine İçişleri Bakanı olmuştu. Şüpheli, 8 Kasım 1996-30 Haziran 1997 tarihleri arasında bu görevi yürütmüştü. Şüphelinin, ‘Geçmişte’ derken, bu İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemi de kast edip, etmediği hukuken ayrıca sorgulanmalıdır” ifadeleri yer alırken, suç duyurusunun sonunda ise; “Şüpheli Akşener’in şahit olduğu ve övdüğü kere, bahse konu cinayetlerle ilgili bağlantısı ve sorumluluğu ölçeğinde TCK’nın suçuna denk gelen maddelerinden cezalandırılmasını talep ediyorum” denildi.
Suç duyurusu sonrası Bodrum Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Karahan; ““Kendisi faili meçhul cinayetlerin ülke karanlığında kol gezdiği zamanların içişleri bakanıydı. Şüpheli Akşener, farkında olarak ya da olmayarak bir suç itirafında bulunmuştur” iddiasında bulundu. Karahan, şöyle devam etti: “Ve bu suçundan da pişman olmadığı gibi suçuna sahip çıkmış ve suçuna da 81 milyonun gözlerinin içine baka baka methiye düzmüştür. Şu anda kendisi bizim hukuki girişimimizle ‘Şüpheli’ konumunda. Yani şüpheli Akşener ile ilgili soruşturma süreci başladı. Burada Cumhuriyet Savcılığı bir fezleke hazırlayacak. Bunun kovuşturmaya dönüşmesi durumunda şüpheli Akşener, sanık sandalyesine oturacak. İtirafın peşini bırakmayacağız” bilgisini verdi.
Akşener’in, 8 Kasım 1996-30 Haziran 1997 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı görevini yürüttüğünü hatırlatan Karahan “Bu dönemin faili meçhuller açısından özellikle mercek altına alınmasını talep ediyoruz” dedi. Karahan sözlerini “Bizler faili meçhullerimizle ilgili hakikate ulaşmayı ararken, şüpheli ‘Hakikat bende’ itirafında bulunmuştur. Şüpheli Akşener karanlık, kanlı, acılı, gözyaşı yüklü bir sürecin aydınlatılması anlamında önemli bir dönemecin kapısını aralamıştır. Az önce yaptığımız başvuru ile o kapının eşiğine gelmiş olduk. Bundan sonraki süreçte de o kapıdan içeriye mertçe adım atmaktan asla geri durmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız. Bu mertlikten dönersek yüreğimiz kurusun” diyerek tamamladı.