Çok üzülerek söylemeliyiz ki bir eğitim kurumu velileriyle inatlaşarak, çocuklara bedel ödetmek yolunda. Okul fahiş artış oranlarını ilan ettiği günden bugüne veliler olarak sesimizi duyurmak ve bir uzlaşı yolu bulmak için defalarca kurum sahibi Hüseyin Şimşek’le görüşme talebi ilettik, sürekli görüşme taleplerimiz reddedildi.
Taahhütname İmzalatılıyor
Okul bu süreçte %300 artış yaptığı yetmezmiş gibi bir de velilerin önüne artış oranını meşrulaştırmak ve itirazların önüne geçmek için yazılı açıklama yapmaktan ve yazılı olarak iletmekten imtina ettiği, yalnızca kayda gittiğinizde muhasebe biriminin kayıt tamamlamak için şart koştuğu bir taahhütname çıkarttı. İmzalamadığınız koşulda kaydın tamamlanmayacağı söylendi. Taahhütname koşulları Meb mevzuatına aykırılığının yanı sıra Haksız Şart Kanuna da aykırı ve usulsüzdür. Maddelerinde, sunulan etkinlik, etüd ve kursların hepsini almaya, artış oranlarının fahiş olmadığını kabul etmeye ve ücrete itiraz etmeyeceğimize dair hükümlerin altına imza atmaya zorlandığımız bir mobbing süreci yaşıyoruz. Ekte taahhütnameyi kamuoyuna sunuyoruz. Meb mevzuatında yer alan yasal artış oranıyla kaydını yenilemek isteyen velilerin kayıt iradesi göstermek için yatırdıkları peşinatlar kayıt şartlarını yerine getirmedikleri gerekçesiyle iade ediliyor.
Konuyla ilgili MEB soruşturması devam ederken, yılmayıp yasal yollarla hakkımızı aramak için hukuk yoluna başvurduk. Ne yazık ki bugün Marmara Koleji velileriyle davalı bir okuldur.
Süreçteki tek olumlu karar ise hukuki adımda Tüketici Mahkemesi İhtiyati Tedbir kararının velilerin lehine gelmiş olması. Çocuklarımızın dava süresince konudan etkilenmemesi ve eğitim hayatına devam edebilmesi için çocuklarımızı mahkemenin tedbir kararıyla okula kaydettiriyoruz.
Ama okul durmuyor!
Kaydı mecburen almak zorunda kalan okul bu sefer çocuklarımızla bizleri imtihan edeceğinin sinyallerini veriyor. Marmara Koleji senelerdir ‘’eğitim’’ adı altında sunduğu, zaten çocukların ders programlarında senelerdir yer alan ve velilerine eğitim vaadi olarak bu hizmetleri sunma sözü vererek kayıt aldığı, İngilizce, Kulüp, Robotik Kodlama, Havuz kullanımı gibi dersleri 2024-25 yılı için eğitim hizmetinden çıkartarak takviye kurs ücreti ve etüd ücreti olarak fiyatlandırmaya çalışıyor. Bu düpedüz devlet tarafından belirlenen %58 oranındaki zam sınırının arkasından dolanıp artışını meşrulaştırmak için sunulan bir bahanedir. Konunun en acı tarafı ise bugün okulun müdüriyeti tarafından yapılan açıklama. İdarenin baskısı altında kalan kadro aynı okulda eğitime yasal olarak devam etme hakkı arayan velilerin çocukları için yeni ve ayırımcı uygulamalar arandığını iletiyor. Bu durumda yasal süreç devam ederken hak kaybı yaşamaması için mahkeme kararıyla korunan çocukların İngilizce, Kulüp, Robotik Kodlama, Havuz kullanımı vb. gibi hali hazırda senelerdir faydalandıkları ve ders programlarında bulunan bu derslerden faydalandırmayacağını, bu ders saatlerinde çocukların başka sınıfa alınacağını iletiliyor. Ayrıca okul bununla da yetinmeyip ara kademede zorunlu olarak almakla yükümlü olduğu öğrencileri, velilerin yapılan haksızlığa itiraz etmeleri durumda ana kademe geçişlerinde keyfi şekilde kayıtlarının alınamayabileceğininin sinyallerini veriyor. Çocukları ayrımcılığa ve sosyal bezdiriye maruz bırakmak, hele ki eğitim eli ile, planlı, sistematik ve organize şekilde nasıl yapılabilir bunu gerçekten merak ediyor ve inanmak istemiyoruz. Umarız planlanmaya çalışılan bu absürd, ayırımcı ve aynı okulda bazı çocukları eşit eğitim hakkından yoksun bıraktığı uygulamadan okul bir an evvel vazgeçerek, binasına kocaman harflerle yazdığı Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Eğitim çocuğu sevmekle başlar’’ sözünü hatırlar.
Tüm yaşadığımız süreçte basından bizlerin sesi olmasını, yapılan bu muamelenin ve haksızlığın duyulması ve yayılması için yardım rica ediyoruz. Hakkını bilen, arayan, vicdanlı, eğitimli yeni nesillere örnek olmak için bu davanın sonuna kadar gideceğimizi duyururuz.
Saygılarımızla