Öncelikle, Saner Gülsöken kimdir?
23 yıldır Bodrum’da yerleşik yaşıyorum. Önce mühendislik ardından ticaret hayatını bırakıp deniz özlemiyle Bodrum’a geldikten sonra günlerim deniz/kum/güneş keyiflerinin yanında, fotoğraf ve yazıyla geçmeye başladı.Deniz/tekne/yelkene olan tutkum nedeniyle bu sektördeki dergilerde freelance çalışmaya başladım.Yaklaşık 10 yıl önce kendi projelerime daha çok zaman ayırmayı istedim ve dergilerle çalışmayı bırakıp, tüm zamanı kendi çalışmalarıma ayırdım.Yöresel kültüre ağırlık verip fotoğraflı belgesel kitaplar yapmaya başladım. İlk kitabım deve güreşleri kültürünü anlatan Ayırın Develeri oldu, ardından Bodrum tekne üretimi tarihi, gelişmeleri ve günümüzü tanıtan ve çok ilgi görüp ikinci baskısı da yapılan Bodrum’un Gayıkları. Son kitabım ise uluslararası bir içerikle sünger ve sünger avcılığını bin yıllar süren serüveni hakkında bilgiler veren Sünger, Biz, Başkaları ve Bodrum.
“Sünger, Biz, Başkaları ve Bodrum” nasıl ortaya çıktı?
Bodrum’da ilk geldiğimde Sünger Pizza’da yemek yerken, Amerikan servis denilen tabak altı kâğıt ambalaj ürünlerinde çeşit çeşit süngerci teknesi görmüştüm, teknelere zaten merakım vardı ve bunlar beni süngerciliği öğrenmeye yöneltti. Yani Bodrum’a ilk geldiğim günden itibaren süngercilikle ilgilenmeye başlamıştım. Sonrasında dergilere süngercilikle ve süngercilerle ilgili makaleler yazdım.
2010 yılında Bodrumlu süngerci Aksona Mehmet ile birlikte güzelim tirhandili Aksona Mancorna ile Tunus’a kadar uzanan 40 günlük bir sünger avcılığı projesine katıldım ve süngerciliğe ilgim iyice arttı. Araya başka kitaplar ve sanat projeleri girince sünger/sünger avcılığıyla ilgili kitap çalışması süresi biraz uzadı.
Bodrum süngerciliği ve tekne yapımı aynı zamanlarda ortaya çıkan ve birbirini tamamlayıcı meslekler ve Bodrum’un Gayıkları kitabımdan sonra süngercilik konusuna yeniden çalışmaya başladım.
Nihayetinde geçtiğimiz sonbahar başladığım çalışmalar 2024 ilkbaharında bitti ve Bodrum Deniz Müzesi Yayınları da kitabımı okuyucuyla buluşturdu.
“Sünger, Biz, Başkaları ve Bodrum” kitabının içeriğinden söz eder misiniz?
Kitap ‘coffe table book’ denilen türden, büyük boyutlu, bol fotoğraflı ve kaliteli kâğıda basıldı.Kitap adından da anlaşılacağı gibi tüm dünyadaki süngerciliği ele alıyor.
Antik Çağ’dan günümüze süngerin kullanım alanları, sünger avcılığı, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti zamanlarında yapılan süngercilik faaliyetlerinin yanı sıra Yunanistan’ın Kalimnos Adası’nda süngercilik ve tabii ki Bodrum için özel bir bölüm de kitapta yerini aldı.
Ayrıca, sualtı dalış teknolojisi gelişmeleri ve sünger/süngerciliğin sanat ve edebiyatta kullanımı da içerikte var.
Kitapta sizin çektiğiniz güncel fotoğrafların yanı sıra eski fotoğraflar da var. Bu fotoğraflara nasıl ulaştınız?
Kitaptaki güncel fotoğrafların, neredeyse tamamı benim çektiklerim. Eski fotoğraflar için Bodrum aile arşivlerine ulaşmak pek kolay değil ama bu konuyla ilgili, Bodrumlu ailelerin arşivlerini karıştıran hatta müzayedelerden Bodrumla ilgili belge/fotoğraf toplayan bir Bodrumlu var: Ali Şengün. Kitapta yer alan, yöreye ait eski fotoğrafların birçoğunu Ali Şengün’den aldım. Ayrıca, Bodrum Deniz Müzesi ile Bodrum Belediyesi’nin arşivlerinden de yararlandım.
Yurtdışında bazı müzeler, kütüphaneler ve kişilerden fotoğraf istedim ve birçoğu gönderdi.
Tüm fotoğrafların kime/nereye ait olduğu kitabın sonunda yer alan “Fotoğraf Kaynakçası” nda yazıyor.
Bodrum’la ilgili başka çalışmalarınız olacak mı?
Yerel kültür çalışmaları ilgimi çekiyor. Şu an üzerinde çalışmaya başladığım bir sonraki projem de yine Bodrum’un yerel kültüründen ve yine tekne üretimi ile ilgili. Henüz çok başındayım çalışmanın ve izninizle -şimdilik- konu bende saklı kalsın.
Bununla birlikte Bodrum’dan biraz dışarı çıkıp Muğla genelinde yerel kültür çalışmaları yapmak istiyorum ve önümüzdeki kış bunu gerçekleştirmeyi düşünüyorum.
Uzun zaman çalıştığını sünger ve süngercilik konusunun hayatınızda özel bir yeri var mı?
Kesinlikle var.Kültürel mirasımız ve Bodrum’un yok olmaya yüz tutan bu kadim meslek bir zamanlar Bodrum’un en önemli geçim kaynağıydı.
2010 yılında Bodrum’un bilinen sünger dalgıçlarında Aksona Mehmet (Baş) ile tirhandili Aksona Mancorna ve ekibiyle 40 günü aşkın bir süre Tunus’a kadar uzanan bir sünger avı projesine katıldım, o yıllarda Bodrumlu eski sünger avcılarıyla röportajlar yaptım, yaşadıklarım ve dinlediklerim beni çok etkiledi. Yaşanan çok acılar olduğu kadar çok fazla da güzel anılar olaylar var.
Artık develer, gayıklar yanı sıra süngerin de peşindeyim. Hatta geçen ay özellikle yolumu Kalimnos adasına çevirip oradaki “süngercilik festivaline” katıldım. Ve tabii banyomda doğal süngerler var
Günümüzde süngercilik ne durumda?
Öncelikle günümüzde doğal sünger pek fazla bilinmiyor ve ekonomik nedenlerle çok fazla kullanılmıyor. Ülkemizde süngercilik Kuzey Ege’de belirli bir bölge dışında tamamen yasak ve bir elin parmaklarını geçmeyen sünger avcımız var. Burada kısaca anlatmak hayli güç, bunun yerine kitapta ayrıntılı okumanızı öneririm.
Sünger ve süngercilikle ilgili Bodrum’da başka çalışmalar var mı?
Elbette.
Halikarnas Balıkçısı’nın pek çok kitabında sünger avcılarından söz eder.Günümüzde, Bodrum süngerciliğini ve sünger avcılarında söz eden en az 5-6 kitap, 2-3 belgesel film var. En önemlisi çalışma ise; Bodrum Belediyesi öncülüğünde önümüzdeki sene faaliyete geçmesi düşünülen ve benim de çalışmalarına katkı verdiğim “Süngercilik Müzesi”.
Bodrum’un deniz kültürünün öneminin farkında mıyız sizce, bunu daha iyi korumak için yapılabilecek şeyler olduğunu düşünüyor musunuz?
Deniz hızla kirlenir, Bodrum ve civarında koylar hızla betona dönüşürken ‘herkesin Bodrum’un deniz kültürünün öneminin farkında olduğu’ söylememiz pek mümkün değil. Yapılacak şey çok fazla ama en başta, çocukları/gençleri ve hatta büyükleri bu kültürle tanıştırmak gerekiyor ki sahip olduklarının farkına varsınlar. Bunun için müzeler çok önemli. Ayrıca 30 yılı aşkın zamandır devam eden The Bodrum Cup bir araç.Son iki kitabımın da bu konuda işe yarayacağını düşünüyorum. Bu tür kitapların artması da etkili olacaktır.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
20 yılı aşkın süredir Bodrum-Muğla kültürüyle iç içeyim ve beni etkileyen çok fazla olgu var. Bunların üçünü çok severek benimseyerek çalıştım; Deve güreşleri, Bodrum tekne üretimi ve süngercilik. Çalışmayı düşündüğüm daha çok şey var ve çıkan her kitabıma gösterilen ilgi, yazılanlar söylenenler manevi olarak beni oldukça teşvik ediyor ve bu teşvik beni yeni heyecanlara yönlendiriyor. Şimdiden kış ayları için çalışmayı düşündüğüm 3 ayrı kitap projesi var.
Yaptığım kitaplarda en büyük zorluk -kitabın fotoğraflı ve kaliteli kâğıt ve baskıyla ortaya çıkmasını istediğim için- maliyetini karşılamak oldu. Bu yayınlanma süresini uzattı.
“Sünger, Biz Başkaları ve Bodrum” kitabında devreye MEKE Marin Teknoloji A.Ş. (https://mekemarine.com) girdi ve baskı maliyetinin büyük kısmını karşıladı. Bodrum Deniz Müzesi Yayınevi, Bodrumdaki bir takım kamu ve özel kurum/kuruluşlara da peşin satış yaparak maliyeti tamamladı ve kitabı yayına sundu.
Öncelikle, Saner Gülsöken kimdir?
23 yıldır Bodrum’da yerleşik yaşıyorum.
Önce mühendislik ardından ticaret hayatını bırakıp -deniz özlemiyle- Bodrum’a geldikten sonra günlerim deniz/kum/güneş keyiflerinin yanında, fotoğraf ve yazıyla geçmeye başladı.
Deniz/tekne/yelkene olan tutkum nedeniyle bu sektördeki dergilerde freelance çalışmaya başladım.
Yaklaşık 10 yıl önce kendi projelerime daha çok zaman ayırmayı istedim ve dergilerle çalışmayı bırakıp, tüm zamanı kendi çalışmalarıma ayırdım.
Yöresel kültüre ağırlık verip fotoğraflı belgesel kitaplar yapmaya başladım. İlk kitabım deve güreşleri kültürünü anlatan Ayırın Develeri oldu, ardından Bodrum tekne üretimi tarihi, gelişmeleri ve günümüzü tanıtan ve çok ilgi görüp ikinci baskısı da yapılan Bodrum’un Gayıkları.
Son kitabım ise uluslararası bir içerikle sünger ve sünger avcılığını bin yıllar süren serüveni hakkında bilgiler veren Sünger, Biz, Başkaları ve Bodrum