Söz konusu bir anlamda tarihsel nitelik de taşıyabilecek buluşmanın ilk ateşleyicisi ve örgütleyicilerinden Aydın Doğer; “Bu buluşmaya gerçekten çok ihtiyacımız vardı. Aslında çok geçmişlere dayanan, “Biz hele bir bir araya gelsek” özlemine bir anlamda tercüman olmuş oluyoruz. Çoğumuz 12 Eylül 1980 karanlığı öncesi süreçlerden bugünlere geldik. Ve halen inatla kavganın, hayatın içerisindeyiz. Hem de öyle böyle içerisinde değiliz. Bakıyorsunuz en önemli sivil toplum kuruluşlarına önderlik yapıyoruz. Bakıyorsunuz meslek odalarının kilometre taşlarıyız. Bakıyorsunuz üretimdeki emekçileri örgütlüyoruz. İktidarın Bodrum yağma projelerine karşı barikatın en önündeyiz. Cennetkoy’un peşkeşinde çete sermayesinin korkulu rüyası oluyoruz. Akbelen’de zeytine, ormana, doğaya, köylüye umut oluyoruz. Gericiliğe, karanlığa, yağmaya, talana karşı direnişin gene en ön safındayız. Saymakla bitmez” diyerek görüşünü şu sözlerle tamamladı.
DOĞER: “BU DAHA BAŞLANGIÇ.”
“Zaten bunun en canlı tanığı da bu kadim topraklardır. Gene durmayacağız. Çünkü bizlerin hamurunun mayasında memleket sevdası var. Bu buluşmayı bu anlamda memleket sevdalısı ve düzenin yola getiremediği, düzenin dümen suyuna girmemiş iflah olmaz devrimcilerin bir araya gelişi olarak da görebiliriz. Bu birkaç günlük yolculuğumuzda büyük ilgi gördük. Biliyoruz bu akşam bizlere kapılarını açan Bodrum Türkü Evi’ne sığmayacağız. Ama yine biliyoruz ki; ne bu kısa süre içersinde zaman darlığından ulaşamadığımız, mekanın yetmezliğinden aramızda bulunamayan, ayakta kalan dostlarımız ve yoldaşlarımız bizlere gönül koymayacaktır. Bugün yüzlerle bir araya geldiysek, yarın binlerle yürek yüreğe omuz omuza olacağız. Bu sadece ilk kıvılcım. Yani bu daha başlangıç…”
TOPANOĞLU; “GELENEK BİZİZ. GELECEK DE BİZ OLACAĞIZ.”
Bodrum sol siyasetinin kilometre taşlarından Erhan Topanoğlu da bu geceki ilginç buluşmaya dair: “Aslında bizler hiç ayrı değildik zaten. Belki kimimiz istismara uğramış bir çocuğun mahkemesinde iken, diğerimiz cinayete kurban gitmiş bir kadının cenazesindeydik. Kimimiz Akbelen’de biber gazı solurken, başka birimi imara açılmasından diye Adayalı’ya yelken açmıştık. Ama bizler hep o doğrudan, haklıdan, memleketten yana atan yüreklerimizle bir aradaydık. Bir aradayız, bir arada olmaya da devam edeceğiz. Farklı derelerden gelen en temiz, en billur sular aynı arseniği de, betonu da bu toprakları ne kadar çoraklaştırdı ise bizler de o denli yeşerteceğiz. Bu topraklardan sevgimizi, emeğimizi, mücadelemizi eksik etmeyeceğiz. Denizimizi de onların beton cehennemine, kapalı marinalarına teslim etmeyeceğiz. Cennet Koylarımız onların yüzme havuzları olmayacak elbette. Mandalimizi, zeytinimizi de rezidans kapatmalarına teslim etmeyeceğiz. Şu kesinlikle açığa çıkmıştır ki; hayat ve Bodrum bizlerle daha bir kendine gülümseyerek ve iştahla yaşanıyor. Bu topraklardan sevgimizi, emeğimizi, mücadelemizi eksik etmeyeceğiz. Gelenek de biziz, gelecek de biz olacağız. Cevat Şakir’e, Saynur Ablaya, Neyzen’e, Halil Efeye sayısız değerlerimize sözümüz var. Bundan vazgeçme lüksümüz yok. Bu akşamki heyecanlı buluşmanın Bodrum’un kent belleğine önemli izler düşüreceğini düşünüyorum. Birikimimiz ve insan zenginliğimiz konusunda açıkçası ne kadar alçak gönüllü olsak da gerçek ortada” diyerek görüş ifade etti.