İLK VE SON PEYGAMBERİMİZ AKILDIR.

Peygamber kelimesinin etimolojisi şöyledir; Farsça bir kelime yapısı vardır. Payğambar’ dan, Türkçeye geçmiş bir kelimedir.
Merhaba,
Peygamber kelimesinin etimolojisi şöyledir; Farsça bir kelime yapısı vardır. Payğambar’ dan, Türkçeye geçmiş bir kelimedir.
-payām /payğam:”Haber, mesaj” anlamına gelir, -bar ise “Taşıyan” anlamındadır.
Peygamberin kelime anlamı ise , Mesaj getiren, Haber verendir. İslam dininde “ilahi vahyi insanlara ulaştıran kişi”yi ifade eder.
Atatürk, 25.Ekim, 1938’de şöyle demiştir;
“Allah’ın son peygamberi Sevgili Muhammed’i (S.A.V) bütün Müslümanlar örnek almalı ve İslâm’ ın hükümlerine uymalıdır. İnsanlık ancak bu şekilde kurtulup kalkınabilir.”
İnsanlığın Ahlaklı ve İlim sahibi nesillere ihtiyacı vardır.
Peki Sevgili, Muhammed (S.A.V) bizlere ne söylemiş; Son konuşması olan veda konuşmasında; Tüm insanların eşit olduğunu, Her İnsanın temel haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini, İnsanların kendi eylemlerinden sorumlu olduğunu, Tüm insanların birbirine karşı barışçıl ve hoşgörülü olmasını, Farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesi gerektiğinin mesajını verirken bakın hangi konuya değinmiş.
“Dikkat ediniz! kesinlikle bu söylediklerimi yapmayın dedikten sonra:
‘HIRSIZLIK YAPMAYACAKSINIZ.’ Demiş.
Tüm peygamberler ilim ve edep üzerine yaşamışlar ve mesajlarını bizlere iletmişlerdir.
Sevgili Muhammed(S.A.V); İlim öğrenmenin, İslam dinine inan, Müslüman olan, yani İnsan olma yolculuğunda olan bizim gibi varlıklar için Allah’ın emri olduğunu haber vermiştir.
Hakiki yol gösterici öğretmenimizin ilim olduğunu asla unutmamamız gerekir.
Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu?
Atatürk demiştir ki; Din gerekli bir kurumdur. Dinsiz ulusların devamına olanak yoktur. Yalnız şurası var ki, DİN, ALLAH ile İNSAN arasındaki bağlılıktır.
Atatürk’ün bu düşüncelerine ben de katılıyorum.
Sayın, Muhammed (S.A.V) in,
“Din kolaylıktır, dini zorlaştıran yenilir.” Sözünü, bu vesile ile Ramazan TV programlarındaki zevata hatırlatmak isterim.
Bizim dinimiz en makul bir dindir. Bundan dolayıdır ki, son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için Akla, fenne, bilime, mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz, bunlara tamamen uyar.
Her İnsan, istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetlerine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.
Laik bir devlet yönetimi, Din kurallarına göre değil, toplumun ihtiyaçlarının Akılcı ve bilimsel değerlendirmesine göre yapılır.
Laiklik, dinsizlik veya din aleyhtarlığı değildir.Devletin din alanındaki tarafsızlığının ifadesidir. Din hürriyeti ancak laik bir devlet düzeninde gerçekleşir.
Her insan, kendi hayat yolculuğunda sahip olduğu Akıl ile İlim kapılarının ve Ahlakı ile de edep kapılarının anahtarlarını bulup açacaktır. İnsanın, kendinden kendine olan bu içsel yolculuğunda, aklının kendi peygamberi olduğunu unutmaması dileğim ile, Sözlerimi; İnsanlığa Aklı ve Ahlakı ile mesaj getiren, haber veren bizler gibi bir İnsan olan, Sayın Muhammed’in (S.A.V) ve yine bizler gibi bir İnsan olan, Sayın Mustafa Kemal’in de yaratıcısı olan herşeyin gerçek sahibi Allah’ın sözleri ile bitiriyorum.
“Düşünmez misiniz?
Akıl erdirmez misiniz, aklınızı çalıştırmazmısınız?”
Hoşçakalın,
Aykut Bayraktaroğlu
Bodrum, 27.Şubat.2025