FİRAVUN VE MUSA SAVAŞIDIR, BU SAVAŞIN ADI.
FİRAVUN VE MUSA SAVAŞIDIR, BU SAVAŞIN ADI.

Merhaba,
…Ne kap, ne kacak; gönül dolusuna yaşıyorum.Zamanı hep yatay sanırlar, Ben geçmişte yokum, gelecekte de yokum, şimdi dikine varım.Yükselmesine sonsuz, derinlemesine sonsuz……
Cevat Şakir Kabaağaçlı’ nın, kendi hayat hikayesini anlattığı Mavi Sürgün adlı kitabında yazılıdır bu kelimeler..
Halikarnas Balıkçısı olarak tanıdığımız, Cevat Şakir.Bodrum’un Musası’dır.

Her devirde ve her yerde Musalar olmuştur ve olacaktır.
Tabi eğer bir varlık yaratılmış ise mutlaka o varlığın zıttı da yaratılmıştır.Negatif-Pozitif,Artı-Eksi, FİRAVUN-MUSA gibi. Firavunluk kurumu, Mısırda binlerce yıllık tarihi süreç içersinde; otorite, din ve sanatın iç içe geçtiği bir sistem olarak öne çıkmış ve dünyaya yayılmıştır. Bu sistemin idarecisi olan FİRAVUN da, siyasi, askeri ve dini liderlik rolünü birleştiren bir figürdür.Ra’nın oğlu ve onun temsilcisidir. Firavunlar tanrı iletişim kurar, bu yüzden halk tarafından sorgulanmaz.Dini devrimler yapar.Saraylar yaptırır.Evrensel düzeni ve adaleti sağlamakla yükümlüdür. Orduları yönetir, ibadethaneleri yönetir, denetler.Öteki dünya yaşamları için sürekli değerli madenler biriktirir.Ölümsüzlük peşinde koşarlar.
Günümüze Uyarlama yaparsak kimler “FİRAVUN” Olabilir?
Kibirli liderler, Halkını ezen, eleştiriye tahammülsüz, kendi çıkarını toplumun üstünde görenler. Hakikati çarpıtanlar, Adaleti manipüle eden medya, yalan haber üretenler.Para, şöhret veya ideolojiler uğruna insanları köleleştiren sistemler olabilir diye düşünüyorum.
Musa-Firavun çatışması, ebedi bir hakikat mücadelesidir. Musa’nın değerleri, bugün de Firavun’un modern versiyonlarına karşı insanlığın yol haritasıdır.

Tarihteki Musa-Firavun mücadelesi, yalnızca tarihsel bir çatışma değil, aynı zamanda hak ile batıl, tevazu ile kibir, adalet ile zulüm arasındaki ezeli bir çatışmanın sembolüdür.
Firavun, sadece bir kişi değil, kibir, zulüm ve ilahlık iddiası ile şekillenen bir sistemin temsilcisidir. Musa’nın mücadelesi de varoluşsal bir direniştir.
Musa’nın değerleri (adalet, sabır, tevazu), insanlığın ortak ahlaki mirasıdır. Firavun ise, bu değerleri reddeden ve kendi otoritesini mutlaklaştıran her türlü despotik düşüncenin tezahürüdür.
Bugün de zorbalık, adaletsizlik veya hakikat inkârı temsil eden her güç, “Firavun” tanımına girer. Örneğin, halkını ezen diktatörler, hakikati manipüle eden medya veya kibriyle insanları ezenler…
Firavun’un Yandaşları,Sistemin Parçalarıdır.

Firavun’un yanındaki bürokratlar, avamı, kavmide onun zulmüne ortaktırlar.Musa sadece bir kişiyle değil, toplumsal bir sistemle ile mücadele edilmesi gerektiğini bizlere göstermiştir.FİRAVUN var ise ona meydan okuyan bir MUSA mutlaka vardır.
Musa Cevat Şakir Kabaağaçlı yani HALİKARNAS BALIKÇISI da meydan okuyan bir MUSA idi.
Dün ve Bugün başlıklı yazısında;
Firavunlara karşı mücadele eden bir başka Musadan bahsediyordu.
“…. İstanbul işgal altındaydı….O sıralarda Mustafa Kemal, memleketi kurtarmak işine atılmış bulunuyordu. O Mustafa Kemal ki, 31Mart irtica hareketini İstanbul’a gelip bastıran hareket ordusunun, asıl faal unsurunu temsil ediyordu. O Mustafa Kemal ki, son olarak Trablusgarp çöllerinde savaşıyordu ve daha sonra, yani Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de düşmanın son ve en büyük hamlesini, onu paramparça denize fırlatarak boşa çıkarıyordu.Bazen İnsanın bir tek sözü, onun hayatı hakkında yazılacak binlerce sayfaya bedeldir.Mustafa Kemal Çanakkale’de bir taarruzdan önce, taarruz edeceklere, “Öleceksiniz! İşte o kadar…” diye bağırmıştı.”Öl ve yap.”İşte o kadar… Çünkü o anda iş, o kerteye gelmiş bulunuyordu…..”
Sözlerimi Bodrum’ da yaşayan her bir İnsanın MUSA olması dileğimle, Sayın Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile bitiriyorum.
MİLLETİN İSTİKLALİNİ, YİNE MİLLETİN AZİM VE KARARI KURTARACAKTIR.
Hoşçakalın.
Aykut Bayraktaroğlu
Bodrum, 19.Mart.2025