Çimento Fabrikasına Karşı Verilen Mücadele “Deştin Uluslararası Kültür ve Doğal Yaşam Festivali” ile Kutlanıyor
Bodrum yerel haber/Dario Navaro – Muğla’da Menteşe ilçesinde yer alan Deştin’de, Çimento Fabrikası’na karşı mücadele eden yöre halkı ve doğa aktivistleri tarafından düzenlenen ve 2 gün sürecek olan Uluslararası Deştin Kültür ve Doğal Yaşam Festivali, cumartesi günü (28 Eylül) başladı.
Köyün girişinden festival alanına coşkulu bir yürüyüşle başlayan festivalin açılış konuşmasını Deştin Çevre Platformu Sözcüsü Haluk Özsoy yaptı.
Özsoy konuşmasına şu sözlere başladı: “Seneler önce Deştin köylüleri olarak ormanlarımızı talan edip yaşamı yok edecek, zehir saçacak olan entegre çimento tesisinin yapılmaması için mücadeleye başladık. Bu süreçte çocuklarımız büyüdü, gençlerimiz yaş aldı, yaşlılarımızdan kayıplarımız oldu. Birçok köylümüz, arkadaşlarımız baskılara ve bütün zorluklara rağmen bizlerle birlikte direnişe omuz verdiler.”
Festival açılış konuşmasını Deştin Çevre Platformu Sözcüsü Haluk Özsoy yaptı
Entegre çimento tesisine karşı direnişçi köylülere dönüştüklerini ifade eden Özsoy “Tarlada mahsulümüz, evde hayvanlarımız, bakıma muhtaç yaşlılarımız bizi beklerken, ne olursa olsun asla bu mücadeleden vazgeçmedik ve kazandık,” dedi.
Lehlerine çıkan mahkeme kararları sonrasında çimento fabrikası inşaatı durdurulduğunu, kapısına mühür vurulduğunu vurgulayan Özsoy, “Kendi içimizde davullu zurnalı kutlamalar yaptık. Ama eksiktik, biliyoruz. Bu hikâye Muğla’dan, Türkiye’den ve dünyanın her yerinden destek veren tüm dostlarımızın hikayesiydi.”
Muğla havzasında endemik türlerin mevcut olduğuna değinen Özsoy, “İki büyük su kaynağı var; arı taşı denilen bir yer var mesela, insan eli değmemiş, bölge florası ve arıcılar için büyük bir önem taşıyor. Geçen yıl köylülerin çabasıyla yangınlardan kurtarılan alan 7bin 751 dönümden bahsediyoruz” dedi.
Hülleler, hileler…
“30 yıldan bu yana devam eden Deştin mücadelesi işte böylesi bir zengin bir yaşam alanını koruma çalışıyordu. 30 yıl boyunca cenneti cehenneme çevirmek için denemedikleri yöntem kalmadı. Farklı firma isimleri, hülleler, hileler, arkadan dolaşmalar, bir dizi aklımıza gelmeyen çirkinlik.”
Özsoy, son denemenin 2021 yılı aralık ortasında, o dönemki Menteşe Belediye Başkanlığı’na yapılan ruhsat müracaatıyla başladığını belirtti. Sürecin bittiğini düşündüklerini söyleyen Özsoy, “Çünkü köylüler ÇED raporuna ve imar planlarına karşı dava açıp entegre çimento tesisini yapımını durdurmuşlardı. Meğer bizler bu davalarla uğraşırken firma hülle ile başka bir firmaya dönüşmüş, sessiz sedasız başka bir ÇED raporu hazırlanmış” dedi.
Hazırlanan raporun kimsenin haberi olmadan onandığını ve bir ayak oyunuyla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Özsoy, “30 yıllık mücadele deneyimine sahip köylüler ayak oyunlarına pabuç bırakmadılar ve hemen yeni mücadeleyi örgütlediler. İlk eylemimiz 25 Aralık 2021 tarihinde Menteşe Belediyesi’nin çimentoculara ruhsat vermemesi için çağrı yaptığımız basın açıklamasıyla başladı” ifadelerine yer verdi.
Çimentocuları destekleyen o dönemki Menteşe Belediyesi yönetiminin ÇED geçerlilik süresinin dolmasına iki gün kala ruhsatı imzaladığını belirten Özsoy, ÇED raporuna ve ruhsata karşı dava açtıklarını fabrika alanı dahil Bayır’da, Yatağan’da ve Menteşe’de eylemler yaptıklarını hatırlattı.
20 bin civarı imza topladıklarını belirten Özsoy, “11 Nisan 2022 tarihinde fabrika yolu üzerinde çadır nöbeti başlattık. Kısacası her alanda var olma mücadelesi verdik. Ormanın can evine kurulmak istenen çimento fabrikası karşısında hukuk yoluyla hakkımızı aradığımız mahkemeler son kararı verdi. Çimento fabrikasının doğayı, yaşamı yok edeceğine hükmetti ve karar sonucu kapısına kilit vuruldu” dedi.
Haklarında yapılan karalama kampanyasını hatırlatan Özsoy, “Bizi birbirimize düşürmeye, 30 yıllık yoldaşlığımızı bozmaya, böylece bu mücadeleyi çökertmeye çalışıyor. Bu oyunu görüyor ve daha önce basın yoluyla kamuoyu önünde ifşa ettiğimiz gibi Deştin mücadelesinin özneleri olan sizler önünde bir kez daha ifşa ediyoruz” sözlerini kullandı.
Uluslararası Deştin Festivali.
Karalama kampanyası için milyarlarca para harcandıklarını söyleyen Özsoy konuşmasınıa, “Belli ki sizin kendinize ve çocuklarınıza onurlu bir gelecek bırakmak gibi bir derdiniz yok. Yalnız şunu bilin ki bizler sizin çocuklarınıza da onurlu bir gelecek bırakmak için mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz” sözleriyle devam etti.
Birleşmiş ve dayanışma içindeki bir halkı yenemezsiniz!
Doğada yaşayan tüm canlıların, köylünün kentlinin herkesin Deştin mücadelesinin bir parçası olduğunu ifade eden Özsoy, “Biz dostların arasında güneşin sofrasında olmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki birleşmiş ve dayanışma içindeki bir halkı yenemezsiniz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Yan Yana Direndik – Akbelen’de Mücadele Bitmedi
Özsoy’dan sonra platforma davet edilen Akbelen mücadelesinin önde gelen simalarından İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık, “Deştinliler ve MUÇEP gönüllüleriyle hep yan yana direndik, burada bugün Deştin Çayı özgür akacak diyoruz ya, bilin ki Akbelen’de mücadele bitmedi, devam ediyor” dedi.
Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay
Platformdan konuşan Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay, Deştin Çayı’na ve Türkiye’deki çevre mücadelelerine destek olan yurttaşları selamladıktan sonra şu sözlere yer verdi: “Bugün de sizlerin oylarıyla Yatağan Belediye Başkanı’yım. Lafı çok uzatmak istemiyorum. Öncelikle bir çevre gönüllüsü, bir kardeşiniz, bir arkadaşınız olarak, Yatağan Belediye Başkanı ve Yatağan Belediyesi olarak her zaman omuz omuza olacağız ve bu mücadelenin sonuna kadar birlikte olacağız, güzel arkadaşlar.”
Dünya’dan Direnişler
“Dünya’dan Direnişler” bölümünün ilk konuşmacısı Uluslararası Orman Savunucuları Ağı- Uluslararası Aktivist Koruma Programı’ndan (Not One More) Elizabeth Victoria Hudson, dinleyicilere “Uluslararası Aktivist Koruma Programı” hakkında bilgiler verdi. Hudson, “Her mücadelenin kendi dinamikleriyle korunmasını sağlarken, dayanışmanın ortaklaştırılması ve birlikte olması gerektiğini öğrendik” dedi.
“Biz aktivistler, dünyayı değiştirecek olan tohumlarız.”
Hudson’ın konuşmasının ardından Brezilya’dan gelen Amazonlar Guajajara Yerel Halk Temsilcisi Regilanne Pereira Guajajara ve Topraksız Köylüler Hareketi’nden (MST) Jane Andreia Cabral E Silva kendi bölgelerinden selam getirerek sözlerine başladılar.
Amazonlar Guajajara Yerel Halk Temsilcisi Regilanne Pereira Guajajara
Regilanne Pereira Guajajara “Biz aktivistler, dünyayı değiştirecek tohumlarız” dedi ve şu lakonik sözleri ekledi: “Bedenim toprağımdır, toprağıma bedenim gibi bakmalıyım.”
Jane Andreia Cabral E Silva bölgesinden bir şarkı söyledi ve “Mücadelelerin uluslararasılaşması, umudun da uluslararasılaşması demek” ifadelerini kullandı.
Jane Andreia Cabral E Silva Topraksız Köylüler Hareketi’nin bayrağıyla
Cabral, Topraksız Köylüler Hareketi’nin bayrağını Deştinlilere hediye etti. Bayrağı Deştin mücadelesinden Arzu Özdemir ve Akbelen mücadelesinden Necla Işık aldı.
Cabral, “Bu bayrağa saygımız çok büyük. Bu bayrağı herkese vermiyoruz, siz özelsiniz” dedi.
Cabral, Topraksız Köylüler Hareketi’nin bayrağını Deştinlilere hediye etti
Ahmet Aras Platformda
Katılımcıların sevgi gösterisiyle karşılanan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, konuşmasında “Bu mücadele çok uzun süredir devam eden bir mücadele, bölgede yaşam mücadelesi veriyor köylülerimiz, çevreciler, aktivistler, doğa severler. Bu mücadele dediğim gibi çok uzun soluklu mücadele, ancak kazanılmış diyemeyiz,” dedi; Hukuki süreçlerin devam ettiğini belirten Aras köylülerin geçim kaynağı ve insanların yaşam kaynağı olan gıdanın büyük risk altında olduğunu belirtti. Gıda krizinin kapımıza dayandığını ifade etti.
Başka ülkelerden ithal edilen buğday, mısır, ekmek gibi ürünlere atıfta bulunan Aras, “Biz burada bu köylülerin üretimini korumak zorundayız. Köylüleri toprağından kopartacak bu türlü uygulamalara kesinlikle karşıyız. Bunlar yapılacaksa da gerçekten Anadolu toprakları çok büyük bir coğrafya. Herhangi bir yerde etraf çevre etkisi bu kadar yoğun olmayan bir yerde yapılabilir” ifadelerini kullandı.
Muğla Belediye Başkanı Ahmet Aras: “Bütün toplumun burada ortaklaşması gerekmekte.”
İmar planlarının iptali için açılan davaları takip ettiklerini söyleyen Aras, “Şimdi imar planlarının iptali için açılan davalar var, bu davaları takip ediyoruz. Ben de zaten Deştinlilere, geldiklerinde dedim ki, sizin bu sürecinizi Çevre Komisyonu’muz, Hukuk Komisyonu’muz ve İmar Komisyonu’muza sevk edeceğim. Orada tartışılsın konu, ondan sonra oradan bir karar çıksın” ifadelerini kullandı. Konunun Ahmet Aras veya başka bir belediye başkanının tek başına karar verebileceği bir şey olmadığını belirten Aras, “Bütün toplumun burada ortaklaşması gerekmekte. Hukukçuların araştırması, çevrecilerin veya imar mevzuatının incelenmesi gerekmekte” sözlerini kullandı.
Mahkemelerin devam ettiğini ve süreci takip ettiklerini söyleyen Aras, son olarak “Mahkemeden çıkan sonuç bizim için tabii ki çok önemli. O yüzden oraya şu anda bütün desteğimizi, o hukuki mücadelenin kazanması için veriyoruz” ifadelerine yer verdi.
Festival’in 1. Günü, Muğla Halk Dansları Ekibi Gösterisi, Uygur Karaca’dan müzik dinletisi ve Milas Şehir Tiyatrosu ve İasos Köy Tiyatosu’nun “Kral ve Soytarı” piyesiyle neşeli bir atmosferde devam etti.
Dario navaro 29.9.24