Bodrum’da Colani’ye Tepki.

Colani’nin bugün Antalya’da düzenlenecek olan, “Diplomasi Forumu 2025” forumuna katılacak olması protestolara neden oldu.

Alevilere yönelik katliamlara imza atan HTŞ yönetiminin lideri, 4 Şubat’ta da Erdoğan tarafından Saray’da ağırlanmıştı. HTŞ liderinin ülkemize ikinci kez gelişiyle tepkiler daha da büyüdü. Protestoların en büyüğü bugün saat 18.30’da Hatay’ın Defne ilçesinde gerçekleşecek. Alevi kurumları ve sol partiler Colani’yi protesto etmek için ortak eylem yapacak. Eylem, saat 18.30’da Uğur Mumcu Meydanı’nda gerçekleştirilecek. Colani’nin Suriye’de iktidarı ele geçirdiği aralık 2024’den bu yana özellikle Lazkiye bölgesinde kitlesel Alevi katliamları yaşanıyor. Colani’ye yönelik protestoların merkezinde bu nedenle daha çok Alevi’ler yer alıyor.Bodrum’da da bugün saat 11’de Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’na Coloni ile ilgili suç duyurusunda bulunuldu. Bilindiği gibi; ABD Dışişleri Bakanlığı, Mayıs 2013’te Colani’yi “Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist” olarak listelemişti. Suç duyurusunu gerçekleştiren Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği-Cemevi suç duyurusu ile ilgili Adliye önünde ayrıca basın açıklaması da yaptı. Adliye önünde toplanan Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği yönetim kurulu ve üyelerine ilçedeki siyasi parti temsilcileri ve üyeleri de destek verdi.

Ardağ: “Yaşananlar İnsanlık Suçudur.”

Dernek Başkanı Gamze Ardağ yaptığı açıklamada “Türkiye’nin kanayan yarası olan Alevi katliamlarındaki karanlık rolleriyle bilinen ve kırmızı listede aranan Colani’nin Türkiye’ye gelişini büyük bir endişe ve öfkeyle izliyoruz. Colani ve çetesi HTŞ’nin, Alevi toplumuna yönelik katliamlarda oynadığı rol, insanlık suçudur. Bu kişilerin adaletten kaçmasına göz yumulması, eşit yurttaşlık mücadelemizi zedeleyen, devletin tarafsızlık ilkesini sorgulatan bir tutumdur” diye konuştu.

“Yeni Acıların Kapısı Aralanıyor.”

Ardağ açıklamasının devamında ise “Bugün, 11 Nisan 2024 tarihinde derneğimiz, Colani, HTŞ çetesi hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Hukuki sürecin derhal işletilmesini, bu kirli geçmişe sahip isimlerin ve düşmanlaştırıcı cümlelerin sahiplerinin yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Alevi katliamlarının faillerinin ve bu failleri destekleyenlerin korunması, toplumsal barışa ve hukukun üstünlüğüne vurulan bir darbedir.Eşit yurttaşlık mücadelesi, ancak geçmişle yüzleşerek ve adalet sağlanarak anlam kazanır. Devlet yetkililerini, Alevi toplumunun hak taleplerini görmezden gelmekten vazgeçmeye, katliamların faillerini korumak yerine cezasızlık politikalarını terk etmeye çağırıyoruz.  Unutmayalım: Dersim’den Maraş’a, Sivas’tan Ortaca’ya günümüze dek yaşanan acılar, ancak adaletle hafifler. Colani gibi isimlerin dokunulmazlığıyla, yeni acıların kapısını aralar.Halkımızı ve demokrasi güçlerini, bu adalet mücadelesinde dayanışmaya, geçmişi unutmamaya ve eşit bir Türkiye için omuz omuza mücadeleye davet ediyoruz” dedi.

Gülen Subaşı: “Şimdi Laiklik Zamanıdır.”

Kendi özel işleri için adliyede bulunan bazı vatandaşlar da eyleme destek verdiler. Etkiniğe tesadüfen tanık olan yurttaşlardan Gülen Subaşı; “Ben Alevi değilim. Ama hiç fark etmez. İnsan olmak yeterli. Sünni İslam devleti kurduğunu ilan eden Colani sürekli yüz, kimlik, isim, örgüt, imaj değiştiriyor. Ama değişmeyen tek özelliği Alevi düşmanlığı. Colani’nin taktığı kravat onun elindeki kanı temizlemez. Suriye’de geçici bir anayasa yürürlüğe konuldu. Bunu şeriatçı basın; ‘Suriye’de Şeriat devleti İlan Edildi’ başlığı ile kamuoyuna duyurdu. Zaten geçici anayasanın 3. Maddesinde: ‘Devlet Başkanı’nın dini İslam’dır ve İslam hukuku yasamanın temel kaynağıdır’ deniliyor. Bunlar son derece tehlikeli gelişmeler. Şeriat gittiği nerye barış, kardeşlik götürmüş ki; Suriye’ye götürsün. Ülkemizin bundan etkilenmemesi mümkün değil. Bu nedenle Türkiye’de laiklik sadece ülke insanımız açısından değil, bölge halkları içinde yaşamsal önem taşıyor. Şimdi laiklik zamanıdır. Bölgemiz laiklikle şeriatın karanlığından ve halkların boğazlaşması tehlikesinden kurtulabilir. Buradaki arkadaşlarımızın eylemini sonuna değin, destekliyorum. Ne diyorduk? ‘Ya hep beraber. Ya hiç birimiz.’ Bu karanlıktan beraber, dayanışma ile çıkacağız” görüşlerine yer verdi.